Anna evli ve çocuğu olan bir kadındır. Bir gün Vronski ile
karşılaşırlar ve birbirlerine aşık olurlar. Anna her ne kadar duygularından
kaçmaya çalışsa da Vronski aşkının peşinden koşmaktadır. Vronski bir subaydır ve terfi almasına rağmen Anna'dan
uzağa yani taşraya gitmek istemez. Anna duygularına daha fazla karşı koyamaz ve
Vronski'yle birlikte olmaya başlar.Bir gün cesaretini toplayıp kocasına her
şeyi itiraf eder. Rus yasalarına göre kocasını aldatan bir kadın çocuğundan da
uzaklaştırılır. Anna sırf çocuğundan ayrı kalmamak için bir mühlet daha kocasına katlanır. Fakat üzüntüden hasta olup
yataklara düştüğünde kocasına oğlu Seryoja için ölebileceğini ama bu olanlara
daha fazla katlanamayacağını söyleyerek Vronski'yle birlikte güneye yerleşir.
Belli bir süre orada kaldıktan sonra dayanamayıp tekrar Petersburg' a dönerler.
Fakat Anna artık toplum tarafından dışlanan,aşağılan ve kötü gözle bakılan bir
kadındır.Elinde sadece Vronski kalan Anna onu kaybetmekten o kadar korkar ki
sürekli gereksiz yere kıskançlıklar yapmaya başlar.Bu kıskançlıklar o kadar
büyür ki Anna en son kendini bir trenin altına atarak yaşamına son verir.
Bir de kitapta Levin karakteri vardır. Levin'in aslında
Tolstoy'un kendisi olduğu söylenir. Levin aslında bir soylu olmasına rağmen
Petersburg'ta yaşamayı reddedip köyde
çiftçilikle uğraşmaktadır. Öyle ki köylülerle çapa dahi yapar. Çünkü kendini
onların efendisi ya da sahibi olarak görmek istemez. Köylüler ona babanız böyle
değildi biz buna alışık değiliz Bey dediğin Bey gibi olmalı deseler de Levin
onlara şu cevabı verir; babam sizin
sahibiniz di ben değilim o daha mı iyiydi diye sorar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder